12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KONULARI,12. SINIF EDEBİYAT KONULARI,LİSE SON SINIF EDEBİYAT KONULARI,EDEBİYAT KONULARI 12. SINIF,12. sınıf Türk Edebiyatı müfredatı,lise son edebiyat müfredatı,lise son edebiyat konuları
12. SINIF TÜRK EDEBİYATI KONULARI
1. ÜNİTE - CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATININ OLUŞUMU
I. Dünya Savaşı ve Sonrası Kronolojik Tarihi
2. ÜNİTE - CUMHURİYET DÖNEMİ'NDE ÖĞRETİCİ METİNLER
Deneme
Makale
Gezi Yazısı
Anı (Hatıra)
Fıkra
Türk Edebiyatında Önemli Dergiler
3. ÜNİTE - CUMHURİYET DÖNEMİ'NDE COŞKU VE HEYECANI DİLE GETİREN METİNLER (ŞİİR)
Öz Şiir Anlayışını Sürdüren Şiir (1920-1940)
Serbest Nazım ve Toplumcu Şiir (1920-1940)
Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdüren Şiir (1920-1950
Garip Hareketi (I. Yeni) (1940-1950)
Toplumcu Şiir Zevk ve Anlayışını Ön Plana Çıkaranlar (1940-1960)
Garip Dışında Yeniliği Sürdüren Şiir (1940-1960)
İkinci Yeni Şiiri (1950-1965)
İkinci Yeni Sonrası Toplumcu Şiiri (1960-1980)
1980 Sonrası Şiir
Cumhuriyet Dönemi'nde Halk Şiiri
Türk Edebiyatında Şairler ve Şiirleri
4. ÜNİTE - CUMHURİYET DÖNEMİ'NDE OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN EDEBİ METİNLER
1. Anlatmaya Bağlı Edebi Metinler (Hikaye-Roman)
Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdüren Eserler
Toplumcu Gerçekçi Eserler
Bireyin İç Dünyasını Esas Alan Eserler
Modernizmi Esas Alan Eserler
2. Göstermeye Bağlı Edebi Metinler (Tiyatro)
3. Cumhuriyet Dönemi Edebiyatının Genel Özellikleri
18 Kasım 2013 Pazartesi
12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KONULARI-12. SINIF EDEBİYAT KONULARI-LİSE SON SINIF EDEBİYAT KONULARI
17 Kasım 2013 Pazar
10. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ KONULARI-10. SINIF DİL VE ANLATIM MÜFREDATI
10. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ MÜFREDATI,10. SINIF DİL VE ANLATIM MÜFREDATI, dil ve anlatım 10 sınıf müfredatı,dil ve anlatım dersi 10. sınıf müfredatı,10. sınıf dil ve anlatım dersi konuları,10. sınıf dil ve anlatım konuları
10. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ MÜFREDATI
1. Ünite- Sunum - Tartışma - Panel
İletişim
Sunum
Tartışma
Açık Oturum
Sempozyum (Bilgi Şöleni)
Forum
Münazara
Panel
2. Ünite- Anlatım ve Özellikleri
Anlatıma Hazırlık
Anlatımda Tema ve Konu
Anlatımda Sınırlandırma
Anlatımın ve Anlatıcının Amacı
Anlatımda Anlatıcının Tavrı
Anlatımın Özellikleri
Anlatımın Oluşumu
Anlatım Türlerinin Sınıflandırılması
3. Ünite - Anlatım Türleri
Öyküleyici Anlatım (Hikaye Etme) - İsim (Ad)
Betimleyici Anlatım (Tasvir Etme) - Sıfat (Ön Ad)
Coşku ve Heyecana Bağlı (Lirik) Anlatım - Zamir (Adıl)
Destansı (Epik) Anlatım - Fiil (Eylem) - Fiilimsi (Eylemsi)
Emredici Anlatım - Birleşik Fiiller
Açıklayıcı, Öğretici, Kanıtlayıcı, Tartışmacı Anlatım - Fiil Çatıları
Düşsel (Fantastik) Anlatım - Gelecekten Söz Eden Anlatım - Zarf (Belirteç)
Gelecekten Söz Eden Anlatım - Edat (ilgeç)
Söyleşmeye Bağlı Anlatım (Diyalog)
Mizahi Anlatım
10. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ MÜFREDATI
1. Ünite- Sunum - Tartışma - Panel
İletişim
Sunum
Tartışma
Açık Oturum
Sempozyum (Bilgi Şöleni)
Forum
Münazara
Panel
2. Ünite- Anlatım ve Özellikleri
Anlatıma Hazırlık
Anlatımda Tema ve Konu
Anlatımda Sınırlandırma
Anlatımın ve Anlatıcının Amacı
Anlatımda Anlatıcının Tavrı
Anlatımın Özellikleri
Anlatımın Oluşumu
Anlatım Türlerinin Sınıflandırılması
3. Ünite - Anlatım Türleri
Öyküleyici Anlatım (Hikaye Etme) - İsim (Ad)
Betimleyici Anlatım (Tasvir Etme) - Sıfat (Ön Ad)
Coşku ve Heyecana Bağlı (Lirik) Anlatım - Zamir (Adıl)
Destansı (Epik) Anlatım - Fiil (Eylem) - Fiilimsi (Eylemsi)
Emredici Anlatım - Birleşik Fiiller
Açıklayıcı, Öğretici, Kanıtlayıcı, Tartışmacı Anlatım - Fiil Çatıları
Düşsel (Fantastik) Anlatım - Gelecekten Söz Eden Anlatım - Zarf (Belirteç)
Gelecekten Söz Eden Anlatım - Edat (ilgeç)
Söyleşmeye Bağlı Anlatım (Diyalog)
Mizahi Anlatım
ANLATIMDA ANLATICININ TAVRI-ANLATICININ TAVRI-ANLATIM ESNASINDA ANLATICININ TAVRI
ANLATIMDA ANLATICININ TAVRI,ANLATICININ TAVRI,ANLATIM ESNASINDA ANLATICININ TAVRI,öznel anlatım nedir,nesnel anlatım nedir,doğrudan anlatım nedir,dolaylı anlatım nedir,soyut anlatım nedir,somut anlatım nedir,öznel anlatım
ANLATIMDA ANLATICININ TAVRI
Her anlatıcı, kendi kültür ve eğitim seviyesi, toplumsal statüsü gereği farklı bir bakış açısına sahiptir. Bu sebeple aynı olay, kavram ya da durum farklı anlatıcılar için farklı çağrışımlar taşıyor olabilir. Çünkü her insan aynı bakış açısından olayları görmek durumunda değildir.
Anlatımda anlatıcının tavrı iki unsurla açıklık kazanabilir:
1- Anlatıcının, olay, durum ve kavramlara bakış açısı.
2- Anlatıcının anlatım (ifade) biçimi.
Anlatıcı anlatımını yaparken öznel ya da nesnel davranabilir.
Öznel Anlatım: Anlatıcının anlatım yaparken işin içine kendi yorum ve duygularını katmasıdır. Yani herhangi bir nesnenin, kavramın, olayın anlatıcıda uyandırdığı bireysel duyguların anlatılmasıdır. Bu anlatım, kişilerin bakış açılarına göre değişiklik gösterir. Kanıtlanması zor ya da imkansızdır.
Nesnel Anlatım: Anlatıcının anlatım yaparken işin içine kendi duygu ve yorumlarını katmamasıdır. Yani herhangi bir nesnenin, kavramın, olayın anlatıcıda uyandırdığı hisler değil toplumun genelinin benimsediği hislerin anlatılmasıdır. Bu anlatımda kişisel duygu ve yorumlara yer verilmez. Kişiden kişiye değişiklik göstermeyen nesnel anlatım, kolaylıkla kanıtlanabilir bir nitelik taşımaktadır.
Doğrudan Anlatım: Başkasından alınan bir sözün, cümlenin değiştirilmeden olduğu gibi aktarıldığı cümlelerdir.
Dolaylı Anlatım: Başkasından alınan bir sözün, cümlenin değiştirilerek anlatıcının kendi cümlesine uygun hale getirmesidir. Ya da alıntı cümlenin anlatıcı ağzından ifade edilmesi de denebilir.
Somut Anlatım: Beş duyu organımızdan en az biriyle algılayabildiğimiz görünüm ve ayrıntıların anlatıcı tarafından anlatılmasıdır.
Soyut Anlatım: Beş duyu organımızla algılayamadığımız; ancak varlığından haberdar olduğumuz kavramların anlatıcı tarafından anlatılmasıdır.
ANLATIMDA ANLATICININ TAVRI
Her anlatıcı, kendi kültür ve eğitim seviyesi, toplumsal statüsü gereği farklı bir bakış açısına sahiptir. Bu sebeple aynı olay, kavram ya da durum farklı anlatıcılar için farklı çağrışımlar taşıyor olabilir. Çünkü her insan aynı bakış açısından olayları görmek durumunda değildir.
Anlatımda anlatıcının tavrı iki unsurla açıklık kazanabilir:
1- Anlatıcının, olay, durum ve kavramlara bakış açısı.
2- Anlatıcının anlatım (ifade) biçimi.
Anlatıcı anlatımını yaparken öznel ya da nesnel davranabilir.
Öznel Anlatım: Anlatıcının anlatım yaparken işin içine kendi yorum ve duygularını katmasıdır. Yani herhangi bir nesnenin, kavramın, olayın anlatıcıda uyandırdığı bireysel duyguların anlatılmasıdır. Bu anlatım, kişilerin bakış açılarına göre değişiklik gösterir. Kanıtlanması zor ya da imkansızdır.
Nesnel Anlatım: Anlatıcının anlatım yaparken işin içine kendi duygu ve yorumlarını katmamasıdır. Yani herhangi bir nesnenin, kavramın, olayın anlatıcıda uyandırdığı hisler değil toplumun genelinin benimsediği hislerin anlatılmasıdır. Bu anlatımda kişisel duygu ve yorumlara yer verilmez. Kişiden kişiye değişiklik göstermeyen nesnel anlatım, kolaylıkla kanıtlanabilir bir nitelik taşımaktadır.
Doğrudan Anlatım: Başkasından alınan bir sözün, cümlenin değiştirilmeden olduğu gibi aktarıldığı cümlelerdir.
Dolaylı Anlatım: Başkasından alınan bir sözün, cümlenin değiştirilerek anlatıcının kendi cümlesine uygun hale getirmesidir. Ya da alıntı cümlenin anlatıcı ağzından ifade edilmesi de denebilir.
Somut Anlatım: Beş duyu organımızdan en az biriyle algılayabildiğimiz görünüm ve ayrıntıların anlatıcı tarafından anlatılmasıdır.
Soyut Anlatım: Beş duyu organımızla algılayamadığımız; ancak varlığından haberdar olduğumuz kavramların anlatıcı tarafından anlatılmasıdır.
15 Kasım 2013 Cuma
PARNASİZM-PARNASİZM NEDİR-PARNASİZMİN ÖZELLİKLER-PARNASİZMİN TEMSİLCİLERİ
PARNASİZM,PARNASİZM NEDİR,PARNASİZMİN ÖZELLİKLERİ,PARNASİZMİN TEMSİLCİLERİ,dünyadaki parnasyenler,parnasizm ne demektir,parnasizmin türk edebiyatındaki temsilcileri kimlerdir
PARNASİZM
Romantik şiir anlayışını bir tepki olarak ortaya çıkmış edebi akımdır.
Realizm (gerçekçilik) akımının şiirdeki halidir denilebilir.
Bu akımla yazılmış şiirlerde konular gerçeklerden seçilir. Olay ve kişiler gözlem ve belgelerle eserdeki yerini alır.
Bu edebi akımda "sanat, sanat içindir" anlayışı hakimdir.
Şiirde şekil (biçim, görünüm) ön plandadır. Duygusallık en aza indirilmiştir.
Tevfik Fikret, bu akımın edebiyatımızdaki en önemli temsilcisidir.
Dünya edebiyatlarındaki temsilcileri, Francois Coppee, Jose Maria de Heredia, Teuphile Gautier'dir.
Bu akımda dilin mükemmel bir şekilde işlenmesine önem verilir.
Müziği şiir için bir gereklilik olarak gören parnasyenler, şiirlerinde dış dünyayı yansıtmışlardır.
Genellikle sone tarzını kullanan bu akımın temsilcileri, bilimsel, felsefi ve teknik konuları şiire dahil etmişlerdir.
PARNASİZM
Romantik şiir anlayışını bir tepki olarak ortaya çıkmış edebi akımdır.
Realizm (gerçekçilik) akımının şiirdeki halidir denilebilir.
Bu akımla yazılmış şiirlerde konular gerçeklerden seçilir. Olay ve kişiler gözlem ve belgelerle eserdeki yerini alır.
Bu edebi akımda "sanat, sanat içindir" anlayışı hakimdir.
Şiirde şekil (biçim, görünüm) ön plandadır. Duygusallık en aza indirilmiştir.
Tevfik Fikret, bu akımın edebiyatımızdaki en önemli temsilcisidir.
Dünya edebiyatlarındaki temsilcileri, Francois Coppee, Jose Maria de Heredia, Teuphile Gautier'dir.
Bu akımda dilin mükemmel bir şekilde işlenmesine önem verilir.
Müziği şiir için bir gereklilik olarak gören parnasyenler, şiirlerinde dış dünyayı yansıtmışlardır.
Genellikle sone tarzını kullanan bu akımın temsilcileri, bilimsel, felsefi ve teknik konuları şiire dahil etmişlerdir.
13 Kasım 2013 Çarşamba
NATÜRALİZM EDEBİ AKIMI-NATÜRALİZM NEDİR? NATÜRALİZM-DOĞALCILIK NEDİR
NATÜRALİZM EDEBİ AKIMI,NATÜRALİZM NEDİR,NATÜRALİZM,DOĞALCILIK NEDİR,determinizm nedir,determinizmin anlamı,determinist nedir,
Natüralizm (doğalcılık),
realizmin bir üstü olarak Fransa'da 19. yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkmış bir edebiyat akımıdır.
Emile Zola, bu akımın en önemli temsilcisidir.
Eserlerde genellikle kötümser bir hava hakimdir. Determinizmin edebşyata uyarlanmış halidir.
Sanatçı bir bilim insanı gibi davranır. Toplumu bir laboratuvar gibi görür. Bu akımda deney ve gözleme yer verilir.
Bu akımı benimseyen yazarlar insanı doğal hali ile vermeye çalışırlar.
Bu akımla yazılmış eserlerde günlük konuşma dili hakimdir, biçim gzelliği ve üslup kaygısı gözetilmemiştir. Ayrıntılı tasvire yer verilir.
Emile Zola, Maupassant, A. Dumas,J. Steinbeck, Nabizade Nazım, Beşir Fuat, H. Rahmi Gürpınar bu akımın temsilcilerindendir.
Natüralizm (doğalcılık),
realizmin bir üstü olarak Fransa'da 19. yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkmış bir edebiyat akımıdır.
Emile Zola, bu akımın en önemli temsilcisidir.
Eserlerde genellikle kötümser bir hava hakimdir. Determinizmin edebşyata uyarlanmış halidir.
Sanatçı bir bilim insanı gibi davranır. Toplumu bir laboratuvar gibi görür. Bu akımda deney ve gözleme yer verilir.
Bu akımı benimseyen yazarlar insanı doğal hali ile vermeye çalışırlar.
Bu akımla yazılmış eserlerde günlük konuşma dili hakimdir, biçim gzelliği ve üslup kaygısı gözetilmemiştir. Ayrıntılı tasvire yer verilir.
Emile Zola, Maupassant, A. Dumas,J. Steinbeck, Nabizade Nazım, Beşir Fuat, H. Rahmi Gürpınar bu akımın temsilcilerindendir.
12 Kasım 2013 Salı
TANZİMAT DÖNEMİ ŞAİRLERİNİN ŞİİR ANLAYIŞLARI-TANZİMAT DÖNEMİNDEKİ ŞAİRLERİN ŞİİR ANLAYIŞLARI
TANZİMAT DÖNEMİ ŞAİRLERİNİN ŞİİR ANLAYIŞLARI,TANZİMAT 1. DÖNEM SANATÇILARI,TANZİMAT 1. DÖNEM ŞAİRLERİ,TANZİMAT 2. DÖNEM ŞAİRLERİ,ZİYA PAŞA ŞİİR VE İNŞA MAKALESİ,TANZİMAT DÖNEMİ ŞAİRLERİ
TANZİMAT DÖNEMİ ŞAİRLERİNİN ŞİİR ANLAYIŞLARI
* Bu dönem sanatçıları söz sanatlarından ve şairanelikten uzak bir şiir anlayışı geliştirmişlerdir.
* "Şiir ve İnşa" adlı makalesinde Ziya Paşa, divan şiirine karşı çıkmıştır.
* Tanzimat 1. dönemdeki şairler toplumsal sorun ve değerleri; Tanzimat 2. dönem şairleri ise bireysel değerleri anlatmışlardır.
* Tanzimat 1. dönem sanatçıları şiiri düşünceleri ve dünya görüşlerini yansıtmak için bir araç olarak görmüşlerdir.
* Tanzimat 1. dönem sanatçıları "toplum için sanat" anlayışını yansıtırlar.
* Tanzimat 2. dönem sanatçıları ise "sanat için sanat" anlayışını yansıtır.
* Bu dönem sanatçıları biçimden içeriğe kadar yeni bir şiir anlayışı içine girmişlerdir.
* Tanzimat 1. dönem sanatçıları dilde sadeleşmeyi savunsalar da bunda tam olarak başarılı olamamışlardır.
* Tanzimat 2. dönem şairlerinin dili 1. döneme göre oldukça ağırdır.
TANZİMAT DÖNEMİ ŞAİRLERİNİN ŞİİR ANLAYIŞLARI
* Bu dönem sanatçıları söz sanatlarından ve şairanelikten uzak bir şiir anlayışı geliştirmişlerdir.
* "Şiir ve İnşa" adlı makalesinde Ziya Paşa, divan şiirine karşı çıkmıştır.
* Tanzimat 1. dönemdeki şairler toplumsal sorun ve değerleri; Tanzimat 2. dönem şairleri ise bireysel değerleri anlatmışlardır.
* Tanzimat 1. dönem sanatçıları şiiri düşünceleri ve dünya görüşlerini yansıtmak için bir araç olarak görmüşlerdir.
* Tanzimat 1. dönem sanatçıları "toplum için sanat" anlayışını yansıtırlar.
* Tanzimat 2. dönem sanatçıları ise "sanat için sanat" anlayışını yansıtır.
* Bu dönem sanatçıları biçimden içeriğe kadar yeni bir şiir anlayışı içine girmişlerdir.
* Tanzimat 1. dönem sanatçıları dilde sadeleşmeyi savunsalar da bunda tam olarak başarılı olamamışlardır.
* Tanzimat 2. dönem şairlerinin dili 1. döneme göre oldukça ağırdır.
8 Kasım 2013 Cuma
KOŞUK NEDİR?Koşukların Genel Özellikleri-Koşukların Genel Özellikleri Nelerdir?Koşuk Hangi Nazım Türüne Benzer?
KOŞUK NEDİR,Koşukların Genel Özellikleri,Koşukların Genel Özellikleri Nelerdir,Koşuk Hangi Nazım Türüne Benzer,kopuz nedir,sığır töreni nedir,şölenler ne demektir,av törenleri nedir,pastoral şiir nedir
KOŞUK NEDİR?
Eski Türklerde eğlencelerde söylenen, genellikle aşk, doğa ve yiğitlik konularını işleyen, “kopuz” adı verilen çalgı eşliğinde söylenen dinsel içerikli şiirlere “koşuk” adı verilir. "Koşuklar", epik, lirik ve pastoral özellikler taşımaktadır.
Eski Türkler yılda bir kez, belli dönemlerde, “sığır” adını verdikleri kutsal av törenleri düzenlerlerdi. Bu avlarda hayvan, yaralanmadan canlı canlı avlanırdı. Bu av törenlerinde ava katılanları eğlendirmek, coşturmak ve avın kutlu geçmesi için dinsel içerikli şiirler söylenirdi. “Şölen”adı verilen ziyafetlerde ve kazanılan savaşlardan sonra bütün boyların erkekleri bir araya gelerek eğlenirdi.
Koşukların Genel Özellikleri:
· Milli ölçümüz olan hece ölçüsü ile söylenen bu şiirlerde genellikle yarım kafiye kullanılmıştır.
· Dörtlük nazım birimiyle yazılan bu şiirlerin kafiye düzeni (aaab cccb dddb) şeklindedir.
· Koşuk; söyleyiş biçimi, söylenme ortamı, zamanı ve şekil özellikleri bakımından, Âşık edebiyatı nazım şekillerinden "koşma"yla; Divan edebiyatı nazım şekillerinden "gazel" ile büyük benzerlikler göstermektedir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)